Keçiboynuzu baklagiller ailesinden bir bitki türüdür. Çok
yıllık sayılan bu ağacın boyu 6-12 metreye kadar olup, meyveleri 10-25 cm.
dir. Keçiboynuzu ağacı ilk 15 yıl
süresince meyve vermez. Olgunlaştıktan sonra bir ağaç 1000 kg kadar meyve
verir. Keçiboynuzu başlıca olarak Akdeniz kıyılarında, Mısır, Türkiye, Kıbrıs,
Yunanistan, İspanya, Portekiz, Sicilya adası ve Malta'da, ayrıca ABD'nin
Kaliforniya eyaleti sınırlarının içinde yetişir.
Keçiboynuzu ağacının meyvesi yaklaşık 5000 yıldır insanlar
tarafından bilinir ve yaygın olarak kullanılır. Latince ad "Ceratonia
siliqua olmaktadır. İngilizce ‘de keçiboynuzuna carob denilir ama daha çok St.
Johns Bread olarak bilinir. Alman dilinde johannisbrot olarak adlandırılır. Bu
iki dilde de "Yakup Peygamber'in ekmeği" anlamına gelir. Rivayete
göre, Yakup peygamber çölde ekmek yerine keçiboynuzu ağacının meyvesini
tüketirmiş.
Birkaç yüz yıl öncesine kadar şeker yerine veya hazırlanan
tatlılarda keçiboynuzu kullanılırdı. Sonraları beyaz şeker üretiminin başlaması
ile bu sağlıklı gıda geleneği yavaş yavaş yok oldu. İnsanlar keçiboynuzunun beslenmedeki
önemini unuttular. Keçiboynuzu ve çekirdekleri öğütülerek sütle veya bal
katılmış sütle kakao yerine tüketilir veya pekmezi yapılarak kullanılır.
İçeriğinde kolesterol, kafein ve teobromin bulunmadığından kan basıncı olan
kişiler bitkiyi rahatlıkla kullanabilirler.
Sağlık açısından keçiboynuzunun faydaları sayamayacağımız
kadar çoktur. Keçiboynuzunun en önemli özelliklerinden biri içeriğindeki nefes
darlığına karşı olan maddedir, hemen hemen başka hiçbir bitkide
bulunmamaktadır. Bu madde aynı zamanda, bazı alerjik astım hastalıklarını çok güçlü
etkiler ve faydasını hemen görmek ve hastalıkla mücadelede çok kısa sürede
olumlu sonuç almak mümkündür. Keçiboynuzunun içerdiği galyum (kanda tromb
oluşumunun önleyen madde) asit insan sağlığını olumlu etkiler. Keçiboynuzu
alerjiye, astıma, bronşite, kansere karşı kullanılabilir. Ayrıca karaciğeri
vücudu toksinlerden temizler, bağışıklık sistemini güçlendirir, vücuttaki
mikropları yok eder, ishal ve kabızlığı giderir, bronşları genişletir, çocuk
felcine karşı korur, aynı zamanda antiseptik, antibakteriyel ve ağrı kesici
etkiye sahiptir. Akciğer kanserinin daha iyi tedavi edilmesi için keçiboynuzu
ile birlikte turp da kullanmak keçiboynuzunun etki gücünü daha da artırır.
Keçiboynuzunun tohumları her zaman sabit bir ağırlığa
sahiptir. Bir tohumun ağırlığı 0,2 gramdır ki, bu da bir karata eşittir. Karat
kelimesi de Yunancada boynuz anlamına gelen keration kelimesinden gelmektedir.
Eski Romalıların keçiboynuzu tohumunu ağırlık taşı yerine kullandıkları
bilinmektedir. Bu tohumların yardımıyla değerli taşların ağırlığını
belirliyorlardı. Sonraları bu gelenek Arap hilafeti, Selçuklular ve Osmanlılar
döneminde de sürdürüldü. Bitki fosfor ve kalsiyum açısından da zengindir. Bu
nedenle keçiboynuzu osteoporoz, yani kemik erimesi hastalığı olanlara kalsiyum
ihtiyacının karşılanmasında yardımcı olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder